Geçen sene Rainbow Rowell'in başka bir kitabı olan Fangirl'ü okuyup kapağı kadar tatlı bir kitap olmadığını, okuduktan sonra sizi mutlu değil dumur eden bir kitap olduğunu fark etmemle Eleanor & Park'ın da kapağını yansıtmadığına %100 emindim. Sonuç olarak haklı olduğum ortaya çıktı ama kitabı kesinlikle çok beğendim.
Eleanor güzel bir kız değil. Diğer kitaplardaki gibi saçını yapıp gözlüğünü çıkarttığında, makyaj yaptığında sonradan güzelleşen "Aa bakın aslında çirkin değilmiş." diye gözümüze sokulan kızlardan da değil. Eleanor kendisine bol gelen erkek gömlekleri giyiyor, ucuz olduğu için üzerine oturmayan pantolonları var ve kollarında tuhaf eşarplar bağlı. Eleanor kilolu, tuhaf ve okul otobüsündeki çocuklar da onu gördüklerinde ilk izlenimleri bu yönde.
Park, Eleanor'un tam tersi. Temiz, güzel bir yaşantısı olan sıradan bir lise öğrencisi. Eleanor gibi bir kızla hiçbir ortak noktaları olamaz yani.
Her sabah okul otobüsünde yanyana gidip gelmek zorunda kaldıklarında ortak noktaları yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor ama. Hiç konuşmadıkları halde hem de. Park, kucağındaki çizgi romanları Eleanor'un da göz ucuyla okuduğunu fark edip sayfaları yavaş yavaş çevirmeye başlıyor mesela. Park, sevdiği şarkıları Eleanor'a da dinletiyor ve farkına varıyor ki önceleri yanyana oturdukları için utanabileceğini düşündüğü kız hiç de öyle tuhaf ve çirkin biri değil. Eleanor sadece farklı.
Kitabı bir Eleanor'un bir Park'ın tarafı odaklı okuyoruz. Birinci ağızdan bir anlatım değil ama bu. Bir anlatıcı var ve hatta bu anlatıcı bir yerde "Nerede kalmıştık?" gibisinden kendisiyle konuşuyor. Bu, özellikle sevdiğim veya sevmediğim bir şey değil ama ilahı bakış açısıyla yazılmış kitapları sevdiğimden birinci ağızdan olmaması benim için bir artıydı.
Kitabı okurken kendi çapımda Fangirl ile karşılaştırmalar yapıp durdum çünkü Rainbow Rowell sanırım ancak kendi içinde karşılaştırılabilir. Popüler genç yetişkin kitaplarıyla karşılaştırmaya kalktığımda Rainbow Rowell'in özgün karakterleri, klişeleşmiş karakterleri yanında fazlaca öne çıkıyor çünkü.
Bu kitaplarda karakterlerin bizim de yaptığımız hatalarını okudukça hafiften uyuz olmuyor değilsiniz, o denli gerçeği yansıtıyor işte. Eleanor yer yer o kadar sinirimi bozdu ki içimden kızı şöyle iyice tokatlama isteği geldi. Güzel olan şu ki genel olarak böyle olmasından rahatsız olmuyorsunuz çünkü 15.ye söylediğim gibi; karakterler fazla gerçekçi.
Kitabı okurken yer yer içime öküz oturdu. :') Başlarda, bitirdiğimde ağlarım diye düşünüyordum ama ağlatmadı, içimdeki öküz bir süre daha orada oturmaya devam etti sadece. Bu kadar üzülmememin sebebi olarak da Eleanor'un bazı hareketlerini bahane edebilirim. Yine de yazara kızamıyorum çünkü Eleanor gibi tuhaf bir kişilik tam olarak öyle yapardı.
Farklı bir genç yetişkin okumanız adına kitabı kesinlikle öneriyorum. Tekdüze karakterleri konular ve olaylar yüzünden adı biraz kirlenen genç yetişkin kategorisinin aslında hiç de öyle olmadığını görmeniz açısından bence çok iyi bir örnek.